Social Icons

Pages

12.04.2012

Selülitlerden Yaz Detoksu İle Kurtulun!

Yaz Detoksu ile hem sağlığınıza kavuşmak hem de selülitlerinizden kurtulmak istiyorsanız, işte yapmanız gerekenler...
Detoksun kelime anlamı, vücutta biriken toksik maddelerin atılması ve uzaklaştırılmasıdır. Ancak son zamanlarda sıkça duyduğumuz detoks serüvenleri ise bağırsakları boşaltmaktan ileriye gidememekte, ve hatta sağlığımızı tehdit eder boyutlara ulaşabilmektedir.
İdeal yaz detoksu ne olmalı nasıl olmalı ki sağlığımızı korusun ve geliştirsin? En gerçekçi ve yararlı detoks; sağlıklı beslenme, hareketli yaşam ve bol su tüketimi üçlüsü ile her gün adım adım yenilenmektir. Yaz mevsimini normal doğasında yaşarken, spor ve beslenme alışkanlıklarında yapacağımız küçük takviyelerle, her gün adım adım ilerleyerek yaz detoksu adı altında vücudumuzu yaz mevsimine uyarlamış ve sarsmamış aksine canlandırmış oluruz.
Yaz Detoksunun Adımları
1- Bol bol dinlenin, düzenli uyuyun uykunuzu tam alın.
2- Gün içinde mümkün olduğunca temiz ve açık havada bulunun, olabilecek maksimum ölçüde hareket edin.
3- Bol bol su için. Günde en az 2-3 litre su tüketin. Bol su içmek detoksun vazgeçilmezidir. Su içmeye özen gösterin. Hassas su dengesini bozmamak için susamadan su içme alışkanlığı kazanının.
4- Her içecek su değildir! Ayran ve taze sıkılmış meyve suları, su yerine kabul edilebilecek vücudunuzun su oranına destek sağlayacak içeceklerdir. Ayrıca sebze ve meyvelerin yapısındaki su da su ihtiyacını karşılamak da katkı sağlar. Ancak, çay, kahve, asitli içecekler ve alkollü içecekler sıvı ihtiyacını karşılamaz. Aksine vücuttan su atımını arttırır. Bu nedenle bu tür içeceklerin tüketiminde aşırıya kaçılmayın. Susuzluk hissedildiğinde ilk seçenek her zaman için su olmalıdır.
5- Gün içinde 10 – 15 dakika direk güneş ışığı görüp D vitamini eksikliğine meydan vermeyin.
6- Sağlıklı yeterli ve dengeli beslenin. En önemli öğün kahvaltıdır. Kahvaltı öğünü vücudumuzun çalışmaya başlaması ve gece boyunca azalan kan şekerinin dengelenmesi açısından oldukça önemlidir. Günde 6-8 öğün beslenin ve gün içinde dört saatten uzun aç kalmayın ki metabolizmanız yavaşlamasın.
7- Sağlıklı yiyecekler tüketin. Beslenmenizde; dört ana besin grubu olan et ve çeşitleri, süt ve ürünleri, sebze-meyveler ve tahıl ürünleri her öğünde ihtiyacınızı karşılayacak miktarlarda olsun. Et grubundan kırmızı et, tavuk, hindi ve balık; süt grubundan süt, yoğurt, ayran ve cacık, tahıl ürünlerinden tam buğday ekmeği, tam çavdar ekmeği, bulgur, yulaf, kabuklu pirinç, patates; mevsim sebzelerinden lahana, brokoli, karnabahar, kereviz ve meyvelerden muz, elma, mandalina ve kivi sofranızda mutlaka bulunsun.
8- Yeterli ve kaliteli protein alın. Vücuda gerekli olan azotun ve aminoasitlerin karşılanması için beslenme programınızda proteinin yeterli miktarda yer alması gerekir. Yetersiz veya fazla miktarda protein almak sağlığınızı olumsuz etkiler. Proteinin yetersiz alınması protein depolarınızın yıkılmasına sebep olur. Gereğinden fazla protein alımı ise böbreklerinizi zorlar ve bazı sağlık sorunlarına neden olabilir. Protein ihtiyacınızı sadece bitkisel protein kaynaklarından karşılamayın, kaliteli protein kaynakları olan hayvansal ürünlere de beslenmenizde yeteri kadar yer verin. Günlük protein ihtiyacının karşılanması için günde 2–4 porsiyon et ve et ürünleri, 3–4 porsiyon süt ve süt ürünlerinin beslenmenizde yer alması yeterlidir.
9- Beslenmemiz yeterli ölçüde ve kalitede karbonhidrat içersin. Karbonhidratlar, protein koruyucu özellikleri ve vücutta elzem bazı öğelerin sentezinde kullanıldıklarından dolayı dengeli tüketilmesi gereken besin öğelerindendir. Besin kalitesi düşük olan basit karbonhidratlar yerine kompleks karbonhidratlar tercih edilmelidir.
10-Akıllı yağlar kullanın. Gün boyunca yemekler, salatalar ve besinlerin içerisinde yer alan doğal yağlar ile karşılanan yağ ihtiyacı değişik yağ çeşitlerinden dengeli olarak karşılanmalıdır. Doymuş yağ gereksinimini, etler ve sütlerin içerisinde yer alan doymuş yağ asitleri ile karşılayabilir. Doymamış yağ asitleri tekli doymamış yağ asitleri olan omega-9 ve çoklu doymamış yağ asitleri olan omega-3 ve omega-6 yağ asitleri dengeli bir biçimde almak için haftada 2–3 kez balık tüketmek, yemeklerde ayçiçeği veya mısırözü yağı kullanmak ve salatalara zeytinyağı eklemek yeterli olacaktır. Yanmış yağlardan uzak durulmalı ve yiyecekler ızgara, haşlama ve fırında gibi sağlıklı pişirme yöntemleri ile pişirilmelidir.
11-Pozitif olmalı, stresten uzak durmalı
12-Alkolü mümkün olan en az düzeyde kullanmalısınız. Alkol, vitamin ve minerallerin vücutta etkin olarak kullanılamamasına neden olmakla birlikte, ödem yapar ve vücudunuzu yorar.
13-Sigara kullanmamalı ve sigara içilen yerlerde bulunmayınız.
Yaz detoksunun en büyük faydası selülitleri hayatımızdan uzaklaştımasıdır.
Selülitler her mevsimde, özellikle yaz aylarında kadınların kâbusu haline gelir. Deri altında yer alan yağ dokularının su ve tuz tutarak şişmesi ve şekillerinin bozulması ile oluşan selülitin önüne, doğru yaşam tarzı ile geçilebilir. Selülit oluşumunun engellenmesinde en önemli kural yeterli miktarda su içilmesidir. Yeterli miktarda su içerek, vücutta düzgün dolaşım sağlamak mümkündür. Aşırı miktarda tüketilen çay, kahve ve kolalı içecekler içerdikleri kafein nedeni ile selülite neden olabilirler. Gereğinden fazla tuz tüketimi de aynı şekilde selülite davetiye çıkarır. Boş kalori olan ve besin kalitesi düşük beyaz şeker tüketimi hem şişmanlamaya hem de selülite neden olur.
Bu nedenle günlük tüketilen şeker miktarı azaltılmalıdır. Selülitlerden korunmak için mutfakta kullandığımız pişirme yöntemlerini de doğru seçmemiz gerekir. Kızartma ve kavurma gibi yanmış yağ içeren besinler selülit oluşumunu kolaylaştırır. Bu pişirme yöntemleri yerine ızgara, haşlama ve fırında pişirme tercih edilmelidir. Fazla alkol tüketimi, dolaşımda bozulmalara neden olarak selülit oluşumunu destekler. Bu nedenle bayanların haftada maksimum 3 gün ve günde 1-2 kadehten fazla alkol almamaları gerekir. Genel sağlığın baş düşmanı ve selülitlerin dostu sigaradan da uzaklaşmak doğru bir tercihtir. Selülitle mücadelede en büyük yardımcımız sa egzersizdir. Düzenli egzersiz veya haftada üç kez yapılacak orta tempolu yürüyüşler selülitleri hayatınızdan uzak tutar.
kaynak:Dr. Hastane.Com.Tr Doktoru Hastane.com.tr

Sezaryen yasası umarım işe yarar

Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Ali Turhan Çağlar, tıbbi zorunluluk bulunması halinde doğumun sezaryenle yapılmasını düzenleyen kanun tasarısının yasalaşmasıyla ilgili, “Sezaryenin önüne geçmek için yasal tedbirler önemli, umarım işe yarar.

Ancak sadece yasalar yeterli değil, hekimler ve hastanın kendisi de sezaryenin azaltılmasında çok önemli rol oynuyor” dedi. Çağlar, “Riskli Gebeliklerde Doğum Zamanı Çalıştayı”na katılmak için geldiği Sivas'ta, sezaryenle doğumların son yıllarda bir çok ülkede arttığını söyledi.

Doğumların ABD'de yüzde 30, İskandinav ülkelerinde ise yüzde 20'sinin bu yöntemle yapıldığına dikkati çeken Çağlar, “Türkiye'de çok daha fazla. Yüzde 15-20'lerden son yıllarda yüzde 60'lara kadar çıktı. Hatta bazı özel hastanelerde bu rakam çok daha yüksek” diye konuştu.
Bir kere sezaryenle doğum yapınca diğer doğumların da aynı şekilde olacağını dile getiren Çağlar, “Anne adayı korkuyor ve bu yöntemin kolay olduğunu sanıyor. Doktorlar da anneyi buna yönlendiriyor. Vatandaşlarımız doktorlardan çok medyaya kulak veriyor. Bu nedenle medyaya da, sezaryenin zararlarının anlatılması noktasında önemli görev düşüyor” dedi.

RAHİM YIRTILMASI VAKALARI

Sezaryenli doğumlardaki artışla komplikasyonların da arttığını ifade eden Çağlar, daha önce görmedikleri komplikasyonlarla karşılaştıklarını, 5. kez sezaryene gelen anne adayları gördüklerini belirtti.

Doç. Dr. Çağlar, sezaryenli doğumlarda sık rastlanan vakaların başında rahim yırtılması geldiğini bildirerek, şunları kaydetti:
“Doğum başlamadan veya doğum sırasında sancılarla rahim yırtılıyor. Bu durumda hasta rahmini kaybediliyor. Hatta hasta ve bebek ölebiliyor. Bu çok önemli bir komplikasyon. Normal doğumda görülme oranı yüzde 1-,1.5 iken sezaryende 4-5 kat daha fazla. Yine en sık rastlanan komplikasyon bebeklerde solunum yolu rahatsızlıkları. Bebek ölümü, bebekte gelişme geriliği, beslenme bozukluğu ve astım da sıkça rastlanan komplikasyonlar arasında yer alıyor. Yine her sezaryenle doğumda bir öncekine göre riskler artıyor.”

Sezaryenle doğan bebeklerin en az ilkokul çağına kadar düzenli aralıklarla takip edilmesi gerektiğini vurgulayan Çağlar, tıbbi zorunluluk bulunması halinde doğumun sezaryenle yapılmasını düzenleyen kanun tasarısının yasalaşmasını önemsediklerini belirtti.
Yasayı değerlendiren Çağlar, “Sezaryenin önüne geçmek için yasal tedbirler önemli, umarım işe yarar. Ancak sadece yasalar yeterli değil, hekimler ve hastanın kendisi de sezaryenin azaltılmasında çok önemli rol oynuyor” dedi.

11.25.2012

Adet dönemine dair efsaneler ve gerçekler

Adet dönemi ile ilgili bilgi eksikliğinden kaynaklanan pek çok hatalı ve yanlış varsayım var. Adet döneminde spor yapılır mı, denize girilir mi, tampon kanamayı engeller mi gibi görüşler kafa karıştırıyor.


Kadın sağlığı ve hastalıkları uzmanı Op. Dr. İbrahim Sözen adet dönemi ile ilgili en çok merak edilen konular hakkında bilgi veriyor.
Adet döneminde spor yapılır mı?

Adet dönemindeyken  her tür spor yapılabilir. Adet döneminde yapılan fiziksel egzersizler ağrıyı dindirebiliyor; hatta bazen egzersiz rahmin ağrılı kasılmalarını bile rahatlatıyor. Bu nedenle adet döneminde spor yapmak sakıncalı değildir.
Adet döneminde yüzülür mü?

Adet dönemlerinde denize girmenin sakıncalı olduğuna dair yaygın inancın tıbbi bir temeli bulunmamaktadır. Adetliyken denize girmek mümkündür. Yüzerek adetten “kesilmezsiniz”, “kanınız pıhtılaşmaz” ya da karnınız ağrımaz. Ayrıca, bu dönemde tampon kullanarak  mayonuzun  lekelenmesini engelleyebilirsiniz.
Tamponlar adet kanamasını engeller mi?

Tampon kullanımındaki en büyük korku, tamponun adet kanamasını engellemesi ihtimalidir. Ancak, bu korku yersizdir çünkü tamponlar sünger gibidir ve sıvıyı emer. Tampon dolduğunda, sıvı tamponu geçerek vajinadan dışarı akar. Doğru yerleştirilmiş tampon kanamayı engellemediği gibi sızıntıya da olanak vermez.
Genç kızlar, bakireler tampon kullanabilir mi?

İlk adet kanamasında bile tampon kullanabilirsiniz. Vajina deliğini kaplayan doğal deri tabakası olan kızlık zarında kanamanın başlamasıyla birlikte doğal bir delik açılır ve sıvı bu delikten dışarı çıkar. İlk adet döneminde, kızlık zarı yumuşak ve kolay esneyebilir olduğundan, ona zarar vermeden, hafif kanamalı günler için tasarlanmış mini veya normal boy tampon kullanabilirsiniz. Bakire iseniz, ilk tamponunuzu kullanmadan jinekoloğunuza danışmanız, tamponu nasıl kullanacağınız konusunda ondan da bilgi almanız faydalı olacaktır.
Adet dönemi ağrıları psikolojik midir?

Adet dönemi ağrıları, psikolojik degil;  tamamen fizyolojiktir. Rahmin kasılmasına neden olan biyokimyasal maddeler ağrıya neden olur. Bunların salınımını önleyen ağrı kesiciler, adet ağrısı için çok etkilidir. Bunların yanı sıra, doktor kontrolünde kullanıldığında doğum kontrol hapları da, adet ağrısının önlenmesinde çok yararlı ilaçlardır. Adet sancılarının bir kısmı çok sık görülen jinekolojik bir rahatsızlık olan endometriozise (çikolata kisti) bağlıdır. Bu durumda, endometriozise yönelik bir tedavi yapmak gerekir.

Adet sancıları doğum yaptıktan sonra geçer mi?

Bir kısım kadında gebelikte ve emzirme sırasında değişen hormon profili nedeniyle, adet sancıları gebelikten hemen sonraki dönemde azalma gösterebilir. Gebelik ve çocuk sayısı arttıkça, adet sancılarının azalma olasılığı artar. Ancak, endometriozise (çikolata kisti) bağlı adet ağrıları olan hanımlarda, bir süre sonra adet ağrıları yine eski düzeyine çıkabilir. Bu durumda, endometriozis hastalığının tanısı için laparoskopik muayeneye ihtiyaç duyulabilir.
Adet döneminde hamile kalınır mı?

Genel olarak yumurtlama zamanı, adetin birinci gününden itibaren 10-18 gün sonradır. Ancak, ender de olsa, daha erken yumurtlamalar olabilmektedir. Bu nedenle, henüz adet kanaması tam bitmemiş olsa da, cinsel ilişki gebelikle sonuçlanabilir. Örneğin, 8. gündeki bir ilişki, sperm 2 gün yaşayabildiğinden 10. gün olan bir yumurtlamada gebelik yaratabilir. Bu nedenle, etkin doğum kontrol metodlarının yerini takvim metodu alamaz.

10.16.2012

Günde 9 saat Facebook’tayız

Sosyal paylaşım sitesi Facebook’u en fazla İsrailler’in kullandığı belirlendi. İnternet istatistikleri konusunda önde gelen araştırma şirketi ComScore’un, kullanıcı sayısını ve sitede geçirilen zamanı gözönüne alarak yaptığı araştırmaya göre, ilk sırada İsrail yer alıyor. Ayda ortalama 11,8 saatini Facebook’a ayıran İsraillileri, 10,6 saatle Ruslar ve 10 saatle Arjantinliler izliyor. Şirketin araştırmasına göre Türkler ayda 9,3 saatini Facebook’ta geçiriyor. 4. sıradaki Türkiye’yi, 8,7 saatle Şilili’ler, 8,4 saatle Filipinliler ve Kolombiyalılar, 8 saatle Venezuelalılar, 7,2 saatle Kanadalılar, 7,1 saatle Meksikalılar izliyor. Amerikalılar ise 6,3 saatle 13. sırada yer alıyor.

7.29.2012

İki teker üzerinde bir köy

Yediden yetmişe herkesin bisiklet kullandığı Sivas'ın Zara ilçesine bağlı Tödürge köyündeki yollarda, bisikletle ilgili trafik uyarı levhaları görenlerin dikkatini çekiyor.


Zara ilçesine 14 kilometre uzaklıktaki Tödürge köyünde her yaş grubundan bisiklet kullanıcısına rastlamak mümkün. Bisikletin bir tutku haline geldiği yörede, köy içi yollarda ''20 kilometre hız limiti'' ve ''bisiklet çıkabilir'' trafik uyarı levhaları bulunuyor. Köy içi yollardaki bisiklet trafiği, bir nebze olsun, dünyada bisikletin en yaygın olarak kullanıldığı Çin'i anımsatıyor.
Küçük yaştan itibaren bisiklet kullanan 65 yaşındaki Mehmet Tanrıverdi,  köyde 300 kişi yaşadığını, birçok evde birden fazla bisiklet olduğunu söyledi.
Köylerinde 200 civarında bisiklet olduğunu belirten Tanrıverdi, ''Köyümüzün içerisinde gün boyu bisikletlerle gezenleri görmek mümkün. Bu tutku, köyde yaşayanların yedisinden yetmişine hepsinde var. Çocuğundan gencine ve yaşlısına, kadınından erkeğine bisiklet kullanımı köyümüzde yaygın durumdadır. Çocukluğumuzda, gençliğimizde tanıştığımız bisiklet, bizlerde bir tutku oldu. Bir daha da bırakamadık. Tarlaya giderken, yük taşırken, gündelik ihtiyaçlarımızı bisiklet vasıtasıyla görmekteyiz'' dedi.
Köyde yaşayan vatandaşlar da yörede bisiklet kullanımının oldukça yaygın olduğunu ifade etti.

7.28.2012

Resimli Vista Kurulumu


Resimli Vista Kurulumu

















Anahtar kelimeler;
vista resimli kurulum, vista nasıl kurulur resimli anlatım, Türkçe vista
kurulum, Türkçe vista kurmak, Vista kurmak resimli anlatım, notebook vista resimli
kurulum,notebook vista nasıl kurulur resimli anlatım, notebook Türkçe vista kurulum,
notebook Türkçe vista kurmak, notebook Vista kurmak resimli anlatım,
laptop vista resimli kurulum, laptop vista nasıl kurulur resimli anlatım,laptop
Türkçe vista kurulum, laptop Türkçe vista kurmak, laptop Vista kurmak resimli anlatım,

Windows XP Formatlama ve Yeniden Kurulum Resimli Anlatım 4



Windows XP Formatlama ve Yeniden Kurulum Resimli Anlatım 4
Yazımızın bu bölümü hem bilgisayarın formatlanması hem de taze kurulum
(yani Windows XP’nin yeni bir sabit diske kurulumu) için geçerlidir.
Bu yazının önceki bölümlerine menüdeki bağlantılardan ulaşabilirsiniz:

Bilgisayar yeniden başlatıldığında biraz daha tanıdık bir ekranla
karşılacağız ve faremizin de artık kullanılabilir hale geldiğini
göreceğiz. Çayımızı içmeye devam edebiliriz çünkü bir müddet daha

herhangi bir işlem yapmamıza gerek yok. Sol alt köşede göreceğiniz
tahmini kalan süre bilgisayarınızın hızına göre değişiklik
arzedecektir ve size kurulum işleminin bitmesine ne kadar
süre kaldığı konusunda bir fikir verebilir.

Karşınıza bu ekran çıktığında Özelleştir… ya da Ayrıntılar…
tuşlarına tıklayarak bölge ve dil seçeneklerini ihtıyacınıza göre
değiştirebilir ya da varsayılan ayarları kabul etmek için İleri
tuşuna basıp kuruluma devam edebilirsiniz. Burada yapacağınız

ayarları ya da varsayılan Windows ayarlarını daha sonra
Başlat/Denetim Masası/Bölge ve Dil Seçenekleri‘ni çift
tıklayarak ta kurulumdan sonra değiştirebilirsiniz.

Adımızı ve şirket adını girip İleri‘ye tıklıyoruz ve devam ediyoruz.
Burada girdiğiniz isim Bilgisayarım‘a sağ tıklayıp özelliklere
gittiğinizde gördüğünüz isim olacak. Ayrıca bilgisayarınızın
güvenliği yeterince sağlanamamışsa bu bilgi bilgisayar korsanları
tarafından kolayca ulasılabilecek bir bilgi olduğundan hakkınızda

çok fazla detay veren bilgileri buraya girmemenizi tavsiye ederim.

Windows kurulum CD’si üzerinde bulunan harf ve rakamlardan
oluşan ürün anahtarımızı girip İleri‘ye tıklıyoruz.


Buradaki bilgisayar adı bölümü bilgisayarınız yerel bir ağa(mesela
evinizde birden fazla bilgisayar var ve bir ev ağı oluşturmak
istiyorsunuz) bağlandığında kullanılan isim. Kurulumdan sonra Başlat
/Bilgisayarım‘a giderek sağ tıklayıp burdan Bilgisayar Adı sekmesine,
oradan da Değistir… tuşuna tıklayarak bu adı değistirebilirsiniz.
Buraya gireceginiz parola bilgisayarın yönetici hesabı için geçerli
olan parola ve bilgisayarımızın güvenliği için son derece önemlidir.

O yüzden kolayca kırılamayacak ancak sizin de unutmayacagınız bir
parola girilmesini öneriyorum.

Tarih ve saat ayarlarını yapıp İleri’yi tıklıyoruz.
bu noktadan sonra bir süre kurulum sizden onay
beklemeden Windows yüklemesine devam edecektir.


Burada az evvel bahsettiğim ağ ayarlarıyla ilgili seçenekler
soruluyor. Ekran görüntülerini alırken bazılarını atladığım için
bu resim Windows XP’nin İngilizce versiyonundan. İlk secenek olan
Tipik Ayarlar‘ı seçip İleri’yi tıklayın.
Resmi burda mevcut olmayan bir sonraki ekranda mevcut ayarlarla
oynamadan İleri‘yi tıklayıp kuruluma devam edin.
Sonra yükleme bir süre daha onay beklemeden devam edecek
ve bilgisayar otomatik olarak yeniden başlatılacak.


Her iki pencerede de Tamam‘ı tıklayıp devam ediyoruz.

İleri‘yi tıklayıp devam ediyoruz. Resmi olmayan bir sonraki

ekranda otomatik Windows güncellemelerini açmak isteyip istemediğiniz
sorulacak. Bu aşamada her ne kadar güncellemeleri aç seçenegini seçip
kuruluma devam etmeyi tavsiye ediyor olsam da ben şahsen Windows’un
bize sormadan gerekli gereksiz her türlü güncellemeyi bilgisayarımıza
yükleyip kurmasından yana değilim. Bu konuyla ilgili yazacağım yazının
linkini daha sonra buraya ekleyeceğim.
Ama şimdilik güncellemeleri açıp İleri‘yı tıklıyoruz.
Daha sonra şayet internet kablolarınız takılı ise kurulum
Microsoft’un sitesine bağlanıp kayıt olmanızı isteyecek.
Hayır seçeneğini seçip bu aşamayı da geçtikten sonra kurulum
sizden bir kullanıcı adı seçmenizi isteyecek.


Bir kullanıcı adı seçtikten sonra İleri‘yı tıkladıkdan sonra teşekkür
ekranı çıkacak karşınıza ve bu ekranda Son tuşuna bastıktan
sonra kurulum bitecek ve kurulum esnasında parola girip
girmediğinize bağlı olarak ya Windows masaüstü açılacak
ya da sizden parola girmeniz istenecek.
Hayırlı olsun. Artık temiz bir işletim sisteminiz var.
Şimdi yapmanız gereken eksik olan donanım sürücülerini
yedeklediğiniz CD’den kurmak ve Windows güncellemelerini yapmak.

Windows XP Formatlama ve Yeniden Kurulum (Resimli Anlatım)


Windows XP Formatlama ve Yeniden Kurulum (Resimli Anlatım) – 1
Bu yazımızda yeni bir sabir diske ilk defa Windows XP kurulumu ve
kurulum esnasında sabit diskin bölümlendirilmesini anlatacağız.
Eğer bilgisayarınızda Windows XP kurulu ise bazı problemlerle
karşılaştığınız için bilgisayarınızı formatlayıp yeniden
Windows XP kurmak istiyorsanız bu konudaki yazımızı okuyabilirsiniz.
Bilgisayarınızı CD’den başlatın.
Nasıl olduğunu bilmiyorsanız bu konudaki yazımıza başvurun.

Kurulum dosyaları yüklendikten sonra
ENTER tuşuna basarak kurulumun devam etmesini sağlayın.

F8 tuşuna basarak Lisans Sözleşmesini kabul edin.
Bu aşamadan itibaren bölümlendirme işlemine başlıyoruz.
Eğer bölümlendirme yapmadan Windows’u kurmak istiyorsanız
aşağıdaki aşamaların bir kısmını atlayıp buradan itibaren
kurulum işlemine devam edebilirsiniz.
C tuşuna basarak bölümlendirme işlemine başlayın.

Sabit diskinizin büyüklüğüne göre oluşturacağınız ilk bölüm
için ayıracağınız alanı MB cinsinden buraya girin ve ENTER
tuşuna basarak bölümü oluşturun. Oluşturacağınız ilk bölüm
Windows’un da kurulacağı C sürücünüz olacaktır.Bilgisayarınıza
kuracağınız program sayısı ve bu programların sabit diskte tutacagı
alanı da dikkate alacak olursak genellikle 40-50GB(40.960-51.200MB)
C sürücüsü için genellikle yeterli olmaktadır.
C’nin küçük tutulması daha sonra karşılaşabileceğiniz bir problem

esnasında bilgisayarınızı yedeklemeyi de kolaylaştıracaktır.
Bu hesap yapılırken dikkat etmeniz gereken bazı hususlar olacaktır.
Sabit diskler satılırken üreticiler tarafından disk büyüklüğü
olarak verilen rakam Windows’un gördüğü büyüklükle aynı değildir.
Disk üreticileri her 1000MB’ı 1GB olarak hesap ederlerken,
Windows için 1GB 1024MB’a tekabül etmektedir.
Diskinizi bölümlendirirken bunu hesaba katmayı unutmayın.
Bir örnek vermek gerekirse:
160GB olarak aldığınız bir sabit disk Windows’a göre;
160GBx1000MB=160.000MB olacağından aslında Windows bunu
160.000MB/1024MB=156,25GB olarak görecektir.
Ayrıca Windows 8MB’lık bir alanı her zaman bölümlendirme
bilgilerinin kaydedileceği alan olarak kendine saklayacaktır.
O yüzden 160GB olarak aldığınız sabit disk Windows’a göre aslında
159.992MB bir kapasiteye sahiptir. Diski kaç ayrı bölüme
ayırmak istiyorsanız, hesabınızı yaparken bunu dikkate almalısınız.

Daha sonra aşağı ok tuşuyla tekrar bölümlenmemiş alanı seçin
ve C‘ye basarak bölümlendirmeye devam edin.

Aynı işlemi diskinizin tamamı bölümleninceye kadar tekrarlayın.
Son bölümlendirme işlemini yaparken kalan bütün miktarı girin.
Kurulum programı otomatik olarak bölümlendirme için gerekli
alanı ayıracak ve kalan kısımla son bölümünüz oluşturulacaktır.
Yukarıdaki resimde de görülecegi üzere sabit diskimizde
3 adet bölüm oluşturduk. Şimdi yapmamız gereken C’yi yani
sistem bölümünü seçip ENTER‘a basarak diski formatlamak ve
kuruluma devam etmektir. Her ne kadar Windows’u diğer bölümlere

de kurabilseniz de daha sonra bilgisayarınıza kuracağınız bazı
programlarda problemlerle karşılaşmamanız veya özel ayar yapmak
zorunda kalmamanız açısından C sürücüsüne kurmanızı tavsiye ederim.
Artık format(biçimlendirme) aşamasına geldik. NTFS dosya sisteminin
seçili olduğundan emin olun. NTFS ve FAT dosya sistemleri arasında
farka burada değinmeyeceğim ama şimdilik NTFS’in FAT’ten daha
güvenli yeni bir sistem olduğunu bilmeniz yeterli.
Her ne kadar çabuk formatla da yetinebilseniz de zaman

konusunda bir sıkıntınız yoksa ( yaklaşık 10-15 dk. far var arada)
daha sonra başka bir problemle karşılaşmamanız açısından normal
format yöntemini seçmenizi öneririm.
Doğru seçenegi klavyenizin ok tuşlarıyla seçtikten sonra
ENTER‘a basarak devam edın.
Biçimlendirme işleminin tamamlanmasını bekleyin. Seçtiğiniz
alan boyutuna göre bu işlem 5-15dk. arasında zaman alabilir.

Daha sonra bilgisayarınız otomatik olarak yeniden başlatılacaktır.
Beklemek istemiyorsanız ENTER‘a basarak bilgisayarınız yeniden
başlatabilirsiniz. Kurulumun bundan sonraki aşamaları bilgisayarın
formatlanması ve işletim sisteminin yeniden kurulması yazılarımızda
izah ettiğimiz aşamalarla aynıdır. Bu yazılarımıza aşağıdaki
bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

Bilgisayar Formatlamadan Önce Yapılması Gerekenler



Bilgisayar Formatlamadan Önce Yapılması Gerekenler
Kapmış olduğumuz kötü amaçlı bir program, denemek amaçlı kurup
kaldırdığımız programlar veya sebep her ne olursa olsun bazan
bütün çabalarımıza rağmen bilgisayarımızı ilk aldığımızdaki
performansına döndürmemiz mümkün olmayabilir.
Böyle durumlarda işletim sistemimizi yeniden kurmaktan yani
bilgisayarımızı ilk aldığımız haline döndürmekten başka
çözüm kalmamaktadır. Ancak bilgisayarın formatlanması( yani
işletim sisteminin tamamiyle temizlenmesi) ve yeni işletim
sisteminin kurulması, dikkat edilmesi gereken bazı husuları da
gündeme getirir. Bunları maddeler halinde sıralamaya çalışalım:
1. İşletim sisteminin yüklü olduğu bölümde(C sürücüsü) bulunan
dosyalarınızı yedekleyin. Kendi oluşturduğunuz klasörleri ve
dosyaları yedeklemek genellikle bir problem oluşturmayacaktır,
ancak kullandığınız programların oluşturduğu varsayılan dosya

ve klasörleri yedeklemeyi unutmak genellikle formatlama esnasında
en çok baş ağrıtan konulardan biridir. Genellikle programlar,
ayarların kaydedildiği dosyaları ve bu programlarla oluşturulan
dosyaları Belgelerim klasörü içinde program adıyla oluşturulmuş
alt klasörlerde saklarlar. Dolayısıyla özellikle sık kullandığınız
programların ayarlarının kaydedildiği dosyaları(formattan sonra
bu ayarları tekrar alışkın olduğunuz halıne getirmenin ne kadar
zaman alacağını unutmayın!) ve bu programlarla oluşturduğunuz
dosyaları yedeklemeyi unutmayın.
2. CD/DVD’de ya da taşınabilir bir diskte saklı tutmadığınız asıl
program kurulum dosyalarınız C sürücüsü üzerindeyse
bunları da yedekleyin.
3. Şayet parola yöneticisi bir program kullanıyorsanız
parolalarınızın yedeğini almayı unutmayın. Bu tür programların
genellikle içe/dışa aktarma seçenekleri olduğundan programın

kendisi kullanılarak parolalarınızın yedeğini almak genellikle
problem oluşturmayacaktır. Ancak programı tekrar kullanmama ya da
kullanamama(işletim sistemi değişikliği gibi) ihtimaline karşı .
csv ya da .xml gibi başka programlarla da açılabilecek evrensel
bir formatta da yedek almayı unutmayın.
4. Şayet Firefox kullanıyorsanız kişisel ayarlarınızı,
eklentilerinizi, eklentilerinizin ayarlarını ve parolalarınızı
yedeklemeyi unutmayın. (Bu konunun detayıyla ilgili yazımıza
göz atmanızı tavsiye ederim.)
5. Şayet eposta yöneticisi kullanıyorsanız ve mesajlarınızın
aslını sunucuda tutmuyorsanız bunları yedeklemeyi unutmayın.
Ayrıca parolalarınızı, POP3 ve SMTP sunucularınızın adreslerini de
bir kenara not etmeyi ya da program aracılığıyla yedeklemeyi unutmayın.
6. Hepsinden önemlisi ise sürücülerinizin yedeğini almak.
Eğer formattan sonra Aygıt Yöneticinizde alttaki benzer bir

şekille karşılaşmak ve başınıza ve de midenize ağrılar girmesini
istemiyorsanız sürücülerinizi mutlaka yedekleyin. Piyasada bu işi
yapan ücretli ya da ücretsiz bir sürü program var ve bunlardan birini
kullanarak mutlaka sürücülerinizin yedeğini alın. Bu konu ile ilgili
yazmış olduğumuz ve
DriverMax
adlı ücretsiz programın kullanıldığı yazımızı okumanızı
kesinlikle öneriyoruz.

7. Ağ kartınızın sürücüsünü yedeklemeyi unutmayın.

Evet bu yukarıdaki maddenin tekrarı, ancak inanın önemine
binaen tekrar ediyoruz. Çünkü diğer sürülerinizin yedeğini
almayı unutmuş bile olsanız şayet formattan sonra ağ kartınız
çalışıyo olursa hiç değilse internete baglanarak
bilgisayarınızın tanıyamadığı diğer aygıtlarınızın
sürücülerini internetten bulma şansınız olur.
Aksi taktirde ise şayet evde internete baglandığınız
baska bir bilgisayarınız yok ise bir arkadaşınızın ya
da teknik servisin yardımına muhtaç kalacağınızı asla unutmayın.
Bu listede bilgisayar formatından önce yapılması gereken işleri
hiçbirseyi atlamadan sıralamaya calışsak ta unutmuş olabileceğimiz
ya da sizin bilgisayar kullanımınıza özel durumlar olabilir.
Bunu göz önünde tutarak okuyucularımızdan kendi tecrübe ve
tavsiyelerini de aşağıya yorum ekleyerek bizlerle paylaşmalarını rica

Bilgisayarın CD’den Başlatılması



Bilgisayarın CD’den Başlatılması (Boot) (Resimli Anlatım)
Windows XP formatlaması ve yeni işletim sistemi kurulması için
bilgisayarın CD’den başlatılması gerekmektedir Bağzı Bilgisayarlarda
otamatik Başlarken bazılarında Bios ayarlarından başlatmak gerekmektedir.
Bu yazımızda BIOS hakkında genel bir
bilgi verdikten sonra bilgisayarın CD’den nasıl başlatılacağını izah etmeye
çalışacagız.IBM klavuzuna göre BIOS, İngilizce “Basic Input-Output System”
(Temel Giriş/Çıkış Sistemi) kelimelerinin baş harflerinden oluşturulmuş
bir kelimedir. Temel olarak bilgisayarın ilk açılması esnasında çalışan
aygıt yazılımını(bellenim) ifade eder. BIOS’un ilk fonksiyonu bilgisayarda
mevcut bulunan donanımları(klavye,fare, monitör, sabit disk ya da
CD/DVD yazıcısı gibi) tesbit etmek ve bunları kullanıma hazırlamaktır.

Bunun amacı ise bilgisayarda mevcut bulunan diğer
yazılımların yüklenebilmesi,
çalıştırılabilmesi ve kontrolün bilgisayara verilebilmesi için bilgisayarı
düşük kapasite durumu adı da verilen konuma hazırlamaktır. Bu aşamaya
“booting” ya da bilgisayarın başlatılması da denilebilir.
Normalde genel olarak varsayılan BIOS ayarlarına göre bilgisayarda önce
disket sürücüsü, sonrasında ise sırasıyla sabit disk ve
CD ve DVD sürücülerinde
var olan yazılımlar belleğe yüklenir. Disket sürücüsünde disk unutulduğu
zaman Windows’un başlatılamaması ve uyarı mesajları
verilmesi BIOS’un varsayılan
ayarlarından kaynaklanmaktadır. Şayet disket sürücüsü boş ise BIOS mevcut
sıralamaya göre sabit diske bakacak ve işletim sistemi orada mevcut olduğu için
Windows başlatılacaktır. Ancak bilgisayar formatlanması esnasında BIOS sabit
diskimizden once CD/DVD sürücümüze bakıp burda mevcut
yazılımı belleğe aktarsın

kı sabit diskimizi temizleyebilelim. Bunu yapabilmemiz için de BIOS ayarlarına
girip bu sıralamayı değiştirmemiz gerekir.
BIOS ayarlarına girebilmemiz için yapmamız gereken işlemler bilgisayara göre
farklılık arzedebilir. Ancak biz elimizden geldiğince bilgisayarınızın markasına
bakılmaksızın bu işlemi nasıl yapabileceğinizi resimlerle anlatmaya çalışacağız.
UYARI: BIOS ayarlarında bilmediğiniz değişiklikleri
yapmak bilgisayarınızın performansını düşürebileceği gibi
bilgisayarınızı tamamen
kullanılamaz hale de getirebilir. Bu yüzden emin olmadığınız
hiçbir ayarı değiştirmemenizi,
ekrana anlamadığınız bir uyarı çıktığında ise ESC tuşuna
basarak yanlışlıkla yapmış
olabileceğiniz ayarları kaydetmeden BIOS’tan çıkmanızı tavsiye ederiz.

Yukarıdaki resimde de görüleceği üzere basılı tutulması gereken
tuş BIOS üreticisine

göre farklılıklar arzetmektedir. Dolayısıyla ekranın alt
bölümü dikkatle izlenmeli
ve sizin bilgisayarınız için geçerli olan tuş basılmalıdır.
Mesela bu bilgisayarda
DEL tuşu yerine F2‘ya basılması gerekiyor.
Şayet hangi tuşa basmanız gerektiği konusunda
emin olamazsanız bir önceki resimde de görebileceginiz
gibi açılan bu ekran genellikle
BIOS üreticisi hakkında bilgi verecektir.
Bu üretici ismini bir kenara not edip şu
baglantıyı takip ederseniz sizin bilgisayarınız
için basılması gerekli tuşu
bu sayfadan bulabilirsiniz.
Şayet doğru tuşu basılı tuttuysanız daha sonra karşınıza
BIOS ana menüsü çıkacaktır.
Yine aşağıdaki resimlerden de görüleceği
üzere bu menü BIOS üreticisine
göre değişiklik arzetmektedir.

Ana menüde iken yapmanız gereken “Boot” yazılı seçenek
mevcut ise buraya, eğer bu

seçenek mevcut değilse “Advanced” yani gelişmiş
BIOS ayarlarına gitmek ve yine buradan
Boot ayarlarını bulmak olmalı.
BIOS ekranı İngilizce olacağı için bakmanız gereken kelimeler
Advanced Options, Features ya da Settings gibi kelimeler olmalı.
Bu ekranda farenizi
kullanamayacağınız için ekranı sağ-sol-aşağı-yukarı ok
tuşlarını kullanarak dolaşabilirsiniz.
Seçtiğiniz ayarın detaylarını görmek için de
ENTER tuşuna basmanız gerekmektedir.

Kendi bilgisayarınızın boot ayarlarına girdiğinizde aşağı yukarı neyle karşılacağınızı
anlayabilmeniz için yukarıya değişik örnek resimler koyduk.
Ekranda seçim yaparken ya da
aygıtların boot sırasını değiştirirken yapmanız gerekenler
farklılık arzedecektir.
Ancak genel kural ok tuşları ile mevcut aygıtın üzerine
gitmek; ya ENTER tuşu ile
aygıtı seçerek açılan yeni pencerede aygıtın sıralamasını
degiştirmek ya da oklarla
aygıt seçildikten sonra (+ ve - ) ile ya da (F5 ve F6)
ile mevcut aygıtı aşağı

yukarı taşıyarak yeni sırayı ayarlamaktır.
Şayet bu tuşlar işinizi görmezse
ekranın sağ tarafında yazılı olan başka tuş sınıfları denenmelidir.
Yukarıda izah edildiği üzere boot sıralaması
değiştirildikten sonra yapılan değişikleri
kaydedip BIOS’tan çıkmanız gerekmektedir.
Klavyenizdeki F10 tuşuna basmak ve açılan
onay ekranında Yes seçeneği seçili iken
(sağ-sol okuyla ya da boşluk tuşuyla seçiminizi
yapabilirsiniz) ENTER tuşuna basmak neredeyse bütün
BIOS çeşitleri için geçerli olan bir kuraldır.

Yeni ayarlar kaydedilip BIOS’tan çıktığınızda
bilgisayarınız yeniden başlatılacak ve eğer
sürücünüzde CD takılı ise karşınıza yukarıdaki uyarı gelecektir.
Herhangi bir tuşa basmanız
halinde de CD’nizin içeriği belleğe alınacak ve bilgisayar
CD’den başlatılmaya çalışılacaktır.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız